Soru:

Yaşlıların durumlarını göz önünde bulundurup onlar için teşehhüd tekbirini uzatmalı mıyız?

Cevap:

Bu soruyu soran kişi, birçok imamın yaptığı olaya işaret ediyor; o da, namazın farklı aşamalarında tekbir sesini farklı şekillerde uzattıklarına. Örneğin, teşehhüd için oturduklarında tekbiri uzatırlar ve iki secde arasında oturduklarında uzatmazlar. Teşehhüdden kalkarken uzatırlar, secdeden ayağa kalkarken de uzatmazlar vb.

Bu konuda sünnetten bir asıl bulabilmek için çok araştırdım. Peygamber, Allah'ın salat ve selamı üzerine olsun, bunu yapar mıydı? Fakat bir şey bulamadım ve bu konu hakkında geniş hadis bilgisine sahip bazı kardeşlerimle de görüştüm, onlar da bir şey bulamadılar. Dolayısıyla, tekbirin tüm geçişlerde aynı şekilde yapılması gerektiği kanaatindeyim; çünkü eğer değişiklik olsaydı, sahabeler Allah'ın onlardan razı olduğu kişiler, bunu açıklardı. Örneğin, Peygamber sallallahu aleyhi ve selam vitir namazından sonra üç kez "Subhan el-Melik el-Kuddus" dediğini ve üçüncüsünde sesini yükselttiğini açıklamaları ve bu farkı da uygulamaları gibi.

Ayrıca cemaat için sakıncalı bir durum var ki, o da hangi rekâtta olduğunu bilmek için kendini zorlamasıdır. Ne zaman oturacağını veya kalkacağını endişe eder. Eğer bir imam varsa, cemaat sanki onu takip eden bir araç gibi olur. İmam tekbirini kısaltırsa, oturur ve bu konuda hiçbir şüphe duymaz. Bir namaza sonra katılan kişi için tekbirleri aynı şekilde söyleyen bir imamda belki sorun olabilir. İmam ilk teşehhüd için oturmuşsa ve ikinci rekâta onunla birlikte girmişse, hangi rekâtta olduğunu şüphe duyabilir.

Fakat bu konuya cevabımız şudur: Eğer namaza katılanın yanında namaza yetişmiş bir kişi varsa, o kişiye uyar; Peygamber Efendimiz, Allah'ın salat ve selamı üzerine olsun, şöyle buyurmuştur:

{تَقَدَّمُوا فَأْتَمُّوا بِي وَلْيَأْتَمَّ بِكُمْ مَنْ بَعْدَكُمْ}

"Öne geçin ve benimle namazınızı tamamlayın, arkadan gelenler de sizinle namazını tamamlasın."

Bu nedenle, bu imamın tekbirler arasındaki farkı gözetmemesi gerektiğini düşünüyorum; çünkü bu daha çok sünnete yakındır ve yaşlılar bu yolu daha sonra kolaylıkla alışır.

Şeyh Muhammed el-Useymin

Kaynak: Ses kaydı

Tercüme: Seyyid Ebu Abdillah

 

السؤال: هذا السائل الذي رمز لأسمه ب م م من القصيم يقول: هل نراعي أحوال كبار السن حيث يرغبون بأن نمد تكبيرة التشهد؟

الجواب: نعم. يشير هذا السائل إلى ما يفعله كثير من الأئمة، يجعلون لكل تكبيرة من كل فعل من أفعال الصلاة خاصية، فمثلاً يمدون التكبير إذا جلسوا للتشهد، ولا يمدونها إذا جلسوا بين السجدتين، ويقوم ويمدون التكبير إذا قاموا من التشهد الأول ولا يمدونه إذا قاموا من السجود إلى القيام وما أشبه ذلك، وقد حرصت غاية الحرص على أن أجد لهذا أصلاً من السنة، وهل كان النبي صلى الله عليه وعلى آله وسلم يفعل ذلك؟ فلم أجد واستعنت ببعض إخواني الذين لديهم علم واسع في الحديث، فلم يجدوا وحينئذ يبقى التكبير على طبيعته في جميع الانتقالات على نمط واحد؛ لأنه لو كان إن تغير لبينه الصحابة رضي الله عنهم كما بينوا قوله بعد الوتر: سبحان الملك القدوس ثلاثاً، قالوا: ويمد صوته للثالثة، تفرقوا حين فرق النبي صلى الله عليه وعلى آله وسلم، ثم إن في عدم مصلحة للمأموم وهو أن يشد نفسه ويعرف في أي ركعة هو؛ لأنه يخشى أن يكون في محل القعود أو بالعكس، وإذا كان الإمام صار المأموم كأنه آلة تابعة متى مد التكبير جلس أو قام، ومتى قصره جلس ولا يشكل على هذا شيء أبداً، فالمسبوق ربما يشكل عليه؛ لأن الإمام سوف يكبر تكبيراً واحداً لا يختلف، فإذا جلس للتشهد الأول والمأموم قد دخل معه في الركعة الثانية أشكل على المأموم؟ ولكن الجواب على هذا أن نقول: المأموم إلى جانبه أحد لم يكن مسبوقاً فليقتدوا به، كما قال النبي صلى الله عليه وسلم: «تقدموا فأتموا بي وليأتم بكم من بعدكم»، لذلك أرى أن يبقى هذا الإمام على ما هو عليه من عدم التمييز بين التكبير؛ لأنه أقرب إلى السنة وكبار السن يألفون بعد ذلك يألفون هذه الطريق بعد ذلك. نعم.