Soru:

Cuma hutbesini, arap olmayanlar için, arapça dili haricinde başka bir dilde yapmak câiz midir?

Cevap:

Şayet insan, arap olmayan veyahutta içlerinde arabın bulunmadığı bir kavime hutbe veriyorsa, hutbesini onların dilinde yapsın. Bundan Kur’ân âyetleri müstesnadır, hutbeyi ifa eden, âyetleri arapça okur. Zira âyetleri arapça dışında başka bir dilde okumak Kur’ân kıraati olarak sayılmaz. Ayrıca Kur’ân arapça dili olarak nazil olmuştur. Dolayısıyla eğer ki, arapça anlamayan bir toplum içinde isen, onlara kendi dillerinde hutbe oku. Eğer bulunulan yerdekiler ingilizce'den başka bir dil bilimiyorlar ise, o halde onlara ingilizce hutbe ver. Şayet hutbede bulunanlar farsçadan başka bir dil bilmiyorlarsa, o halde hutbeyi farsça ver, Kur’ân âyetleri hariç, bunları arapça dilinde okumak vaciptir.
Bunun delili Allah'ın (tebâreke ve te‘âlâ) şu buyuruğudur:

وَمَا أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلَّا بِلِسَانِ قَوْمِهِ لِيُبَيِّنَ لَهُمْ

Biz, her peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın.
[İbrâhîm Sûresi 4]

Açıklama ise ancak anlaşılan bir dil ile olur. Hutbe veren kişi, insanlara şer’î hükümleri açıklar, onlara vaaz eder, onları hayra teşvik eder ve azab ile korkutur. Bunları, onlara anlamadıkları bir dil ile sunduğunda bir faydası olmaz. Dil ise, onunla ibadet edilen bir kelam değildir. Bundan ötürü deriz ki: Kur’ân, arapça dilinde söylenmelidir, zira onunla ibadet edilir, ancak diğer kelam ise, manası anlaşılması için okunur.
Misal olarak biz, arap bir toplumdayız (Suudi-Arabistan). Biri gelip bize hutbelerin en etkilisinden bir hutbe verir, ancak bu hutbeyi ingilizce dilinde sunarsa, bizler bundan istifade edemeyiz. Bundan dolayı hutbe, toplumun dilinde olması gerekir.

‘Allâme Muhammed bin Sâlih el-‘Useymîn

Kaynak: Likâ’ât ve'l-Fetâvâ'l-Akalliyyâti'l-Muslime 477-478

Tercüme: Resul Gençer