Soru:
Peygamber ﷺ'nin şöyle dediği bir hadis duydum: "Sabır ancak ilk sadmede gösterilir."
Bunun anlamı nedir?
Cevap:
Bu sahih bir hadistir. Bir kadının çocuğu için ağladığını gören bir kadına tavsiyede bulundu. Kadın, "Benim başıma gelen felaketi sen yaşamadın, benden uzak dur." dedi. Ancak kadın, onun Peygamber olduğunu öğrenince onun evine gitti. Kapıda herhangi bir kapıcı bulamadı, izin istedi ve onu tanımadığını söyledi. Peygamber ﷺ ona şöyle dedi:
{إنَّما الصَّبرُ عندَ الصَّدمةِ الأولى}
"Gerçek sabır, ilk sadmede gösterilendir." (musibetin geldiği ilk anda) [1]
Yani, mükafat ve ödül olan sabır, bir yakınının ölümü, bir hastalık ya da kişiye zarar veren bir şeyin ani bir şekilde meydana gelmesi gibi bir felaketin hemen başlangıcında gösterilendir. Kişi sabreder ve mükafat bekler, çökmez, kötü konuşmaz ve ilk sadmede olması gerekenin dışında bir şey yapmaz, bu sabır için mükafatlandırılır.
Eğer kişi sabırlı olmayıp sonrasında sabırlı olursa bu işe yaramaz. Sabır kaçınılmazdır, zamanla alışkanlık haline gelir. Olaydan uzun bir süre sonra sabır göstermek hayvanların sabrı gibi faydasızdır. Gerçek anlamda mükafatlandırılan sabır, bir felaketin, ölümün ya da başka bir şeyin hemen başlangıcında gösterilir. Kişi dayanıklı olur, panik yapmaz, saçını yolmaz, elbisesini yırtmaz, yüksek sesle ağıtlar yakmaz. İşte bu gerçek sabırdır.
Kişi aynı zamanda Allah'tan yardım ister ve şöyle der:
إِنَّا لِلَّٰهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ. قَدَّرَ اللَّه، وَمَا شَاءَ فَعَلَ
Okunuşu: İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn. Kaderullâhi ve mâ şâe fe'al.
Manası: "Şüphesiz biz Allah'a aitiz ve elbette O'na döneceğiz [2]. Allah'ın takdiri bu, Onun dilediği gibi olur. [3]"Kişi paniğe kapılmaz, uygun olmayan davranışlarda bulunmaz, uygun olmayan şeyler söylemez.
Kaynak: Ses kaydı
Tercüme: Seyyid Ebu Abdillah
[1] Sahih Buhari No.1283, Cenazeler Kitabı, Kabirleri Ziyaret
Hadisin tamamı:
عن أنس بن مالك رضي الله عنه قال: مرَّ النَّبي - صلى الله عليه وسلم - بامرَأَة تَبكِي عِند قَبرٍ، فقال: «اتَّقِي الله واصْبِري» فقالت: إليك عَنِّي؛ فَإِنَّك لم تُصَب بِمُصِيبَتِي ولم تَعرِفه، فقِيل لها: إِنَّه النَّبِي - صلى الله عليه وسلم - فأتت باب النبي - صلى الله عليه وسلم - فلم تجد عنده بوَّابِين، فقالت: لم أَعرِفكَ، فقال: «إِنَّما الصَّبرُ عِند الصَّدمَةِ الأُولَى». وفي رواية: «تَبكِي على صبِّي لها».
Enes b. Mâlik -radıyallahu anh- şöyle dedi: “Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir kabrin yanı başında ağlayan bir kadının yanından geçti. O kadına: «Allah’tan kork ve sabırlı ol!» dedi. Kadın: Beni rahat bırak! Çünkü benim başıma gelen musibet sana gelmedi, sen bunu anlamazsın dedi. Kadına: Bu, Nebi'dir ﷺ denilince, kadın, Nebi'in ﷺ kapısına geldi ve kapının önünde bekçiler yoktu. İçeri girerek: "Ey Allah’ın Rasulü! Ben seni tanıyamadım" dedi. Rasûlullah ﷺ: «Gerçek sabır, ilk musibet anında gösterilen sabırdır.!» dedi.
[2] Allah buyuruyor ki: Sabırlılar o kimselerdir ki başlarına musîbet geldiğinde, {إِنَّا لِلَّٰهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ} “Biz Allah’a âidiz ve elbette O’na döneceğiz”derler. (Kur'an: 2/156)
[3] Ebu Hureyre Peygamber ﷺ şöyle rivayet etmistir:
{المُؤْمِنُ القَوِيُّ خَيْرٌ وَأَحَبُ إِلَى اللَّه مِنَ المُؤْمنِ الضَّعِيفِ. وَفِي كُلٍّ خَيْرٌ. احْرِصْ عَلَى مَا يَنْفعُكَ. وَاسْتَعَنْ بِاللَّه وَلاَ تَعْجَزْ. فَإِنْ أَصَابَكَ َشْيٌء فَلاَ تَقُلْ: لَوْ إِنِّي فَعَلْتُ كَذَا وَكَذَا. وَلَكِنْ قُلْ: قَدَّرَ اللَّه، وَمَا شَاءَ فَعَلَ. فَإِنَّ لَوْ تَفْتَحُ عَمَلَ الشِّيْطَان}
Kuvvetli mü'min, zayıf mü'minden, Allah’a daha hayırlı ve daha sevimlidir. Hepsinde hayır vardır. Yararına olan şeylere düşkün ol. Allah’tan yardım dile, (taat ve yardım istemekte) âciz olma! Bir musibet başına gelirse: “Eğer şöyle yapsaydım bu başıma gelmezdi!” deme. “Allah takdir etmiştir. Onun dilediği olur!” de! Zira “eğer” kelimesi şeytan işine kapı açar. (Müslim, Kader 34. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 10)